20 Ocak 2016 Çarşamba

Sergey Ayzenştayn Filmleri

Ayzenştayn, tüm tartışmalara karşın kendini kanıtlamış olduğundan Grev 'den sonra 1905 Devrimi 'nin anısına bir film yapmakla görevlendirildi. Amaçlanan, bir yıl boyunca yaşanan olayları içerecek destansı bir filmdi. Ancak sonuçta, filmin sekiz bölümünden yalnızca biri seçildi ve tek bir film yapıldı. Potemkin adlı zırhlıda yaşanan ve tüm toplumsal ayaklanmayı simgeleyecek olan isyan anlatılacaktı. Potemkin Zırhlısı 1925 yılında tamamlandı. Öykünün yalın, anlatımının bölüklü olmasına karşın stilize kompozisyonlar ve ritmik montaj, filmi çok etkileyici kılıyordu. Montaj işlemleri geceli gündüzlü sürmüş, çekimler tekrar sıralanmış, en çarpıcı etkinin yaratılmasına uğraşılmıştı.

Sergei Eisenstein filmleri, kurgu, imdb, izle


Beş bölümden oluşan filmin ilk bölümünde, Odessa önünde demirlemiş olan gemideki denizcilerin, kendilerine kurtlanmış et yedirilmek istenmesine gösterdikleri tepki anlatılır. Gemi doktorunun gözle görülebilen kurtlara rağmen etin yenilebileceğini söylemesine öfkelenen denizciler yemeği boykot eder. Daha sonra zırhlının komutanı herkesi güverteye toplayarak bu olaya katılanların cezalandırılacağını açıklar. Bir grup direnmeyi sürdürür. Komutan infaz mangasını çağırır, grubun üzerine yelken bezi örtülür ve tüfekler doğrultulur. Ancak, infazı gerçekleştirecek askerler ateş etmez. Böylece isyan başlar ve gemi isyancıların eline geçer. İkinci bölüm, isyancılardan birinin vurulmasıyla son bulur. Üçüncü bölüm, genel grevin hüküm sürdüğü Odessa 'da ölen denizci için yapılan saygı yürüyüşünü anlatır. Grevciler, zırhlıdaki ayaklanmanın yanında yerlerini alır ve teknelere binerek denizcilere yiyecek götürürler. Bu neşeli ve heyecanlı sahnelerin ardından, çara bağlı askerlerin halk ateş açışını ve Odessa merdivenlerindeki katliamı sergileyen dördüncü bölüm gelir. Kentteki kıyıma karşı zırhlının açtığı top ateşiyle bu bölüm de sona erer. Son bölüm, Potemkin 'in denizde yol alışını ve bir filoyla karşılaşmasını anlatır. Gemilerin birbirine yaklaştığı süre içinde zırhlıda savaş hazırlıkları yapılır. Gemiciler kararlı, ancak endişelidir. Filonun göstereceği tepki hayati bir önem taşımaktadır. Sonuçta, korkulan gerçekleşmez, filo ateş açmaz; tersine Potemkin 'deki eylemin desteklendiği, kutlandığı anlaşılır.
Potemkin Zırhlısı 'nın Ayzenştayn tarafından kurgulanan ilk örneğinin kayıp olduğu biliniyor. Varolan kopyaların aslına uygunluk derecesi kuşkulu olsa da filmin insanı ele alışı, dayanışmayı, sergileyişi ve ayaklanan halkın gücüne yönelik inancı dile getirişi, bugün bile değerinden bir şey yitirmemiştir. Ayzenştayn 'ın kitlenin devrimci eylemini anlatırken gösterdiği ustalık, özellikle kitleyi oluşturan bireylerin etten, kemikten yaşayan insanlar olarak sunuluşu, hem duygusal hem de düşünsel açıdan etkilidir. Bunda görüntülerin, ritim ve gerilimin düzenlenişindeki özgünlüğün önemi büyüktür. Ayzenştayn bu filminde, montaj aracılığıyla çeşitli etkiler yaratmıştır. Birkaç kez gerçek zamanın akışını bozmuş, görüntülenen eylemin etkinliğini arttırmak amacıyla eylemin süresini uzatmıştır. Örneğin, birinci bölümde, genç bir denizcinin subayların yemek tabaklarını yıkarken, üzerinde ''Bugünkü rızkımızı da veren tanrıya hamdolsun'' yazısı bulunan tabağı kırışı, üç ayrı açıdan yapılan çekimlerin kurgulanmasıyla gösterilmiş ve dört-beş saniyelik eylemin süresi uzatılmıştır. Merdivenlerdeki kıyımı da benzer biçimde kurgulayan Ayzenştayn, silahlı askerlerin gölgelerini ve çizmelerini kullanarak bu sahnenin hem ritmini hem de simgesel anlamını inşa etmiştir. Bu arada, genç bir annenin vurulup ölüşüyle kontrolden çıkan bebek arabasının basamaklardan aşağıya kayışı, bu yöntemin etkisiyle sahnenin duygusal etkisini yoğunlaştırmaktadır.

Sergey Ayzenştayn Filmleri


Filmin çarpıcı özelliklerinden bir diğeri ise dördüncü bölümün sonundaki 'aslan'ın kükreyişidir. Ayzenştayn, burada üç farklı aslan heykelinin (uyuyan, doğrulmuş, kükreyen) çekimlerini art arda getirerek, bu taştan kuvvet simgesinin uyanıp kükreyişi aracılığıyla devrime katılan halkın gücünü dile getirmiştir. Son bölümde yer alan makinelerin ayrıntı çekimleri ve onların hareketine paralel olarak yapılan hızlı kurgu, Ayzenştayn 'ın daha önce sözü edilen gelecekçi tavrının bir örneğidir. Ancak, burada, makineler kendi başlarına yüceltilmekte, onları kullanan insanla nasıl bütünleştikleri, onların gücüne nasıl güç kattıkları anlatılmaktadır. Ayrıca seyircide yaratılan gerilim duygusunda bu ritmik montajın büyük katkısı olmaktadır. İzleyici, Griffith filmlerindeki gibi bir kovalamaca ya da 'son an kurtuluşu' olmaksızın denizcilerle birlikte, artan bir dirençle finale doğru ilerleyebilmektedir.
Moskova 'daki galası muhteşem olan film, gösterildiği öteki ülkelerde de olağanüstü başarı kazandı. Ayzenştayn bir anda şöhret olmuştu. Kuşkusuz, kıskançlık ve eleştiriler de kendini göstermekte gecikmedi; filmin ülke çapındaki gösteriminde tanıtımı yapılmadı, ikinci sınıf salonlarda yarı yarıya boş koltuklara oynatıldı. Film 'biçimci' bulunuyor, sıradan izleyicinin anlamasının zor olduğu iddia ediliyordu. Bu eleştiri ve suçlamalar, Ayzenştayn 'ın sonraki filmleri için artarak sürecektir.

Ayzenştayn, ara vermeen yeni projesine başlamıştı ki, tarımdaki kolektifleşme programıyla ilgili bir film yapmakla görevlendirildi. Hazırlıkları tamamlayıp çekimlere geçti, ama bu  kez de devrimin onuncu yıldönümü için Ekim 'i yapması istendi. Filmin çekimi için tüm otoritelerle işbirliği sağlandı, binlerce asker ve Leningrad kenti Ayzenştayn 'ın emrine verildi. Çarlık sarayının kapıları yıllar sonra ilk kez açılıyor ve içeride çekim yapılmasına izin veriliyordu. Ayzenştayn proleterya devriminin tüm tarihini filmleştirmeyi planlamıştı. Ancak, sonunda yine simgesel bir olayda karar kıldı ve ilgisini, Şubat-Ekim 1917 döneminde bu kentte gelişen olaylar üzerine yoğunlaştırdı. İki yapım ekibiyle çalışarak altı ayda yüz binlerce metre film çekti. Sonra bunların çok hızlı bir tempoyla süren kurgusu başladı. Filmin kaba kurgusu bitirilmiş, 'montaj'ına geçilmek üzereyken, parti içi siyasi çalkantılar ve değişiklikler gündeme geldi. Bunların sonucunda, filmden Leon Troçki 'ye ilişkin bölümlerin çıkarılması gerekti. İçeriğin ve bütünlüğün zedelenmesi pahasına çok büyük bir bölüm çıkarıldı, filmi yeniden kurgulanmaya başladı. Ancak, yine de kutlama törenlerine yalnızca birkaç makarası yetiştirilebildi. Filmin birmiş hali aylar sonra gösterime girdi.

Ekim, Ayzenştayn 'ın, sinemaya ilişkin araştırmalarını ve kuramsal düşüncelerini sergilediğinden, Potemkin Zırhlısı 'ndan bir adım ötededir. Ayzenştayn bu filminde, çatışma ve çarpışmaya dayanan montaj yöntemini, entelektüel montaj uygulamasını açıkça ortaya koymuştur. Görsel yolla ses etkileri yaratma, montajla duyguları yönlendirme açısından çarpıcı bir örnektir. Yepyeni filmsel anlatımı ve görsel metaforlarıyla mükemmel bir deneysel film olan Ekim, ideolojik olarak yoğun eleştiriler aldı; gerek Sovyetler 'de gerekse öteki ülkelerde beğenilmedi.

Ayzenştayn, Ekim 'den önce başlayıp yarım bıraktığı tarımla ilgili filmine döndüğünde, 'herkesin anlayacağı' nesneleri ve kavramları kullanmaya gayret etti. Eski ve Yeni (Staroye i novoye, 1929) filminde boğalarla traktör ve krema makinesi, ilkel çiftçilikten modern tarıma geçişi simgelemek üzere kullanılıyordu. Ayzenştayn, bu kez, kahraman olarak kullandığı kitleleri bir yana bırakarak kolektif çiftçiliğin kuruluşu için mücadele eden bir kadın kahramana yer vermişti. Öte yandan yeni montaj denemelerine girişiyor ve derinlemesine görüntü düzenlemesine önem veriyordu. Film tamamlandıktan sonra Stalin 'in emirleri doğrultusunda yeniden kurgulandıysa da bunun çok büyük bir yararı olmadı. Ayzenştayn 'biçimci'lik suçlamalarından kurtulamadı.
Son filminin gösterime girdiği sırada Ayzenştayn, Edward Tisse ile birlikte Avrupa yolculuğuna başladı. Her yerde ''sinemanın en büyük ismi'' olarak ilgi görüyorsa da gittiği ülkelerin siyasi polisi tarafından izleniyordu. Bu arada Paramount 'tan gelen teklifi kabul ederek bir anlaşma imzaladı ve 1930 yılında yine Tisse ile beraber Amerika 'ya doğru yola çıktı. Hollywood 'da bütün projeleri reddedilen Ayzenştayn, geri dönüş hazırlıkları içindeyken Flahery ile tanıştı ve ona Meksika il ilgili film düşüncesinden söz etti. Flaherty 'nin bu fikri desteklemesi, Chaplin 'in de Upton Sinclair 'den mali destek sağlamasıyla Meksika 'ya giden Ayzenştayn ve arkadaşalrı, bir süre polis tarafından gözaltında tutuldu. Ayzenştayn 'ın Yaşasın Meksika (Que Viva, Mexico) adlı filmi hiçbir zaman gerçekleşmedi; çünkü çekimlerin uzaması nedeniyle endişelenen Sinclair, Ayzenştayn 'dan geri dönmesini istemişti.
Tutkuyla bağlandığı filminin kopyalarını bile alamadan ülkesine dönmek zorunda kalan Ayzenştayn, bir yandan düşünsel ve sanatsal enerjisini, öte yandan uzun bir süreyi boşa harcamış oluyordu. Ülkesine döndüğünde ise kendisine ve düşüncelerine karşı olan tavrın daha da açık hale geldiğini gördü; film önerileri reddediliyor, yapmayı kabul etmeyeceği bilinen filmleri çekmesi isteniyordu. 1935 yılında sinema çalışanlarına verilen ödüllerin açıklandığı törende sahnede uzun süre bekletildi, Lenin, ''kızıl bayrak'' ve ''kızıl yıldız'' gibi nişanların dağıtılmasından sonra ''şerefli sanat işçisi'' unvanıyla ödüllendirilerek aşağılandı. Ayzenştayn olanları vakur bir biçimde karşılayarak ilk sesli filminin çalışmalarına başladı. Aleksandr Nevski adlı bu filmin tamamlanması üç yıl sürdü.

Sergey Ayzenştayn film replikleri, spoiler


Aleksandr Nevski, on üçüncü yüzyılda yaşamış olan bir Rus kahramanın destanıydı. Ayzenştayn, öyküyü, önceki filmlerinden farklı olarak profesyonel bir oyuncunun canlandırdığı karakter üzerine kurmuştu. Vatanseverlik duygularının öne çıktığı filmin bu yönü ve militarist çağrışımları değerlendirilirken filmin İkinci Dünya Savaşı 'nın arifesinde yapıldığı unutulmamalıdır. Film, derinlemesine ve grafik temele dayalı görüntü düzenlemesiyle estetik bir yoğunluk taşır; özellikle, Bir Ulusun Doğuşu 'nda yer alan Klan 'ın akını sahnesindeki görüntüleri anımsatan buz üzerinde savaş sahneleriyle etkileyicidir. Sergey Prokofyev 'in özgün müziği iki sanatçı arasındaki işbirliğine dayalı olarak sahne sahne bestelenmişti ve filmin görsel ritmiyle zaman zaman zıtlaşarak akıyordu. Müziğin bu biçimde kullanılması, Ayzenştayn 'ın çatışmacı montaj anlayışının mantıksal bir uzantısıydı. Aleksandr Nevski 'nin tüm dünyada beğeniyle karşılanması, Ayzenştayn 'ın itibarını kısa süre için de olsa tazeledi.

Ayzenştayn, bu filminden sonra üç bölümlük Korkunç İvan 'a (Ivan Grozni I, 1944 ve Ivan Grozni II, 1946) başladı. Artık esas karakterleri canlandıran profesyonel oyuncularla çalışıyor, sessiz filmlerindeki çarpıcı montaj uygulamaları yerine süslü çevre düzenine yöneliyor, renkten yararlanmaya çalışıyordu. Birinci bölümün büyük başarısına karşın ikinci bölüm Sovyetler Birliği 'nde yasaklandı. Çünkü, Stalin, İvan 'ın gizli polisin olumsuz biçimde işlenmesinden hoşlanmamıştı. Ayzenştayn, İvan 'ın üçüncü bölümünü gerçekleştiremedi; 1946 'da geçirdiği kalp krizi nedeniyle iki yıl hasta yattıktan sonra 1948 yılında öldü.

Ayzenştayn da, Kuleşov ve Pudovkin gibi montajın, filmsel yaratıcılığın temelinde yatan şey olduğu görüşündeydi. Ancak o, montaj kavramını farklı bir düşünsel çerçevede ele aldığından , çekimlerin bir bütün oluşturacak ''tuğla'' ya da ''yapı bloğu'' olarak değerlendirilmesine katılmıyor ve bu görüşü eleştiriyordu. Kurgu tekniklerinin anlatımsal işlevlerinden çok entelektüel işlevleri üzerinde duruyor, görüntüden duyguya, duygudan teze geçilmesini savunuyordu.

Yazar:Nilgün Abisel

Sergey Ayzenştayn Filmleri hakkında daha fazla bilgi için Google 'da Arama yapabilirsiniz.

6 yorum

avatar

Ayzenştayn filmleri deyim yerindeyse insanları tv ekranına bağlayan hipnotik etkiye sahip oluyor, bilmeyenler açısından güzel bir paylaşım olmuş.

avatar

Makale için teşekkürler, bu adamın filmleri gerçekten çok güzel

avatar

Ayzenştayn hakkında pek bilgim yoktu, sayenizde hem onun hemde filmlerinin hakkında fikir sahibi oldum. Teşekkürler.

avatar

Genelde Türk sitelerinde değinilmeyen bir ustadın değinilmeyen yönlerini sayenizde ögrenmiş olduk tesekkürler.

avatar

Ayzenştayn filmlerini ve kendisini pek tanımıyoru sizin sayenizde bilgi sahibi oldum.

avatar

ben bir çok film izledim eski ama çok eski değil bu şahsiyeti ilk kez buradan duymuş oldum filmleride güzeldir umarım ama nette bulunur mu bilmem

Back To Top