24 Ocak 2016 Pazar

Henrik Dam - K Vitamini Nasıl Buldu ?

Besinlerin ve besinlerdeki vitaminlerin bulunuş süreçleri geçtiğimiz yüzyılda gerçekleşmiştir. K vitamini de bu süreçte keşfedilen vitaminlerden birisidir. 1929 yılında 2 Danimarkalı araştırmacı, iskorbüt hastalığına neden olan bir beslenme şeklinin uygulandığı bir civcivdeki kanamalı belirtilerin, hayvana limon suyu verilmesine karşın, kaybolmadığını gözlemlediler. Araştırmaya devam eden Henrik Dam ve Schöneyder, 1936 - 1937 yıllarında bu derialtı, kas içi (entramüsküler) kanamaların, kanamayı önleyici etmeni dışarı atan bir beslenmeden ileri geldiğini kanıtladılar. Bu atılan etmen K vitamini (Henrik Dam, kan pıhtılaşmasının baş harfini kullanarak adını K vitamini yaptı) adını aldı.

Vitaminlerin önce yoğunlaştırılmaları (konsantrasyon) sonra tek tek ayrılmaları, eskiden esrarlı sayılan bu hastalıkların deneyle yaratılabilmelerini sağladı. Şimdi araştırmacılar deney hayvanlarında öldürücü vitamin noksanlığı hastalıkları yaratmayı ve laboratuvarda, hayvanlar üzerinde, belirtileri ilk araştırmacıların gözlemledikleri belirtilerden farksız olan bir çeşit güdümlü vitamin noksanlığı yaratmayı başarmaktadırlar.
Fransa 'da vitaminler sorunu, çeyrek yüzyıla yakın süreden beri derinleştirilmiştir ve başlangıçta bazı bilim adamlarının bir sürü hayalden oluştuğunu düşündükleri bu alanda araştırmalara girişmek için büyük cesaret gerekmiştir.

K vitaminini keşfeden bilim adamı Henrik Dam


L. Randoin 1919 yılından başlayarak bu ateşli araştırmalarda kesinlikle uzmanlık kazanan ilk deneysel fizyologdur. Daha sonra 1920 'de Lecoq ve Simonnet isimlerindeki araştırmacılar da vitaminler üzerinde araştırmalara girişmişlerdir. Doktor Mouriquand 1914 yılından başlayarak bu sorunun özellikle klinik açıdan incelenmesinde büyük çaba harcayan bir doktordur. 1923 'e doğru başka doktorlar elde edilen sonuçlara kişisel gözlemlerinin ürünlerini eklediler. Bu Fransız öncülerin çabalarının yabancı araştırmacıların araştırmaları ile birleştirilmesi, bilimin bu daldaki ilerlemesine büyük ölçüde yardımcı oldu. Bu dönemde vitaminlerin yapısı değil ama varlığı ortaya konmuştu.
Bununla birlikte vitaminler uzun seneler boyunca çok sayıda eleştiriye hedef oldular. Bazı doktorlar ise bu yeni buluşların varlığını halen bilmemezlikten gelmek istiyorlardı. Onlara göre insanların ihtiyaçlarını gidermek için şekerli, yağlı ve azotlu maddeler yeterli olduğuna göre beslenme konusunda tek bir sorun önemliydi; hayatın devamı için gerekli enerjinin miktarı kavramı. Bu enerji ihtiyaçlarının ölçü birimi de artık kalori diye adlandırılmaya başlandı.

Bugün ise, bunun tersi olan tutumdan kaçınmak gerekir. Küçümsemenin yerini aşırı hayranlık değilse bile merak almıştır; bu, vitaminleri her derde deva bir şey haline getirme eğilimi anlaşılır bir şey değildir. Bilindiği gibi, Pasteur 'den sonra sterilizasyon (mikroplardan arıtma) konusunda yanlış bir kavrayış az kalsın felaketlere yol açıyordu. Bu tür fikir dalgalanmalarına yol açmak her yeni buluşun kaderidir. Bilimsel gerçek sanki bir zevk ya da moda işiymiş gibi, birbirine karşıt topluluklar oluşur.

Henrik Dam - K Vitamini Nasıl Buldu ? hakkında daha fazla bilgi için Google 'da Arama yapabilirsiniz.

3 yorum

avatar

Son dönemde takip ettiğim blogların içinde en ilginç ve tabiri caizse nev-i şahsına münhassır yapısı olan hangisi diye sorsalar sizin blogunuz derdim:) bir çok konuda birbirinden ilginç bilgileri paylaşıyorsunuz, özellikle vitaminlerin tarihsel süreci ve buluşlar ile ilgili paylaşımlarınız çok ilgimi çekiyor.

avatar

K vitamini ne ya! İlk kez duydum. Geçekten çok ilgin. ABCDE vitaminleri duydum ama K vitamini...

avatar

Açık konusuyım ben k vitamini olduğunu hiç duymadım. forumunuz o kdar ince detayları anlatıyorki emeği geçen herkeze teşekkür ederim. baya bilgi yüklü bir site.

Back To Top